Mersin İlk Haber Gazetesi
HV
14 EKİM Pazartesi 21:54

Uysal: Trol Hesaplarla Mücadelede Hukuki Düzenleme Şart

Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili, MYK Üyesi ve TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Dr. Levent Uysal TBMM Dijital Mecralar Komisyonu toplantısına katıldı.

SİYASET
Uysal: Trol Hesaplarla Mücadelede Hukuki Düzenleme Şart

Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili, MYK Üyesi ve TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Dr. Levent Uysal TBMM Dijital Mecralar Komisyonu toplantısına katıldı. Uysal, haberde de telif düzenlemesinin gündemlerinde olduğunu belirtti. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplandı. Toplantıyla hedeflenen ise ‘Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun bugünkü koşullara göre iyileştirilmesi ve medya sektöründen gelen talep doğrultusunda emek hırsızlığının önüne geçmek oldu.

UYSAL: SOSYAL MEDYADA YANLIŞ BİLGİLERİN YAYILMASINI ÖNLEMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILMALI

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi ve Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili Dr. Levent Uysal da toplantıda Rekabet Kurumu temsilcilerine ve komisyon üyelerine bilgilendirmelerde bulundu. Sosyal medyada yayılan trol hesapların oluşturduğu tehditleri anlatan Uysal, bu artışın toplumsal barışa, ifade özgürlüğüne, faydalı kamusal tartışmaya ve demokrasiye zarar verdiğini ifade etti. Milletvekili Uysal “Vatandaşlarımızın yüzde 75’i temel haber kaynağı olarak sosyal medya platformlarını da içeren dijital mecraları tercih ediyorlar ve platformlardaki trol hesap varlığı tehlikeli hale geliyor. Günden güne trol hesap sayısı artıyor ve bu durum toplumun doğrudan barışını, huzurunu, demokrasimizi etkiliyor. Toplumsal kutuplaşma ve nefret söylemi trol hesaplar aracılığıyla yayılıyor ve milli bütünlüğümüze tehdit oluşturuyor.” dedi. Trol hesaplarla mücadele etmeye yönelik hukuki düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Mersin Milletvekili Uysal konuyla ilgili diğer ülkelerin çalışmalarından da örnek verdi. Uysal “Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa gibi birçok ülkede sosyal medyadaki trol hesaplarla mücadele etmeye yönelik hukuki düzenlemeler mevcut. Almanya’da çıkarılan kanunla sosyal medya şirketlerine; anayasaya aykırı örgütlerin propagandası ve suça yönelten beyanlarda bulunma gibi içeriklere, şikâyet gelmesinden sonra 24 saat içerisinde kaldırma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu düzenlemenin etkili olduğu da görülüyor. Kanunun yürürlüğe girmesinden 6 ay sonra, Facebook’un şikâyet edilen içeriklerin yüzde 21’ini, YouTube’un yüzde 27’sini ve Twitter’ın ise yüzde 11’ini kaldırdığı görülmüştür.  Fransa’da ise dijital mecralarda yalan haberlerin yayılmasını önlemek için ‘Yalan Haber Kanunu’ çıkarılmıştır. Kanun ile sosyal medya platformlarının özellikle seçim süreçlerinde sponsorlu içerikler hakkında hesap vermeleri hüküm altına alınmıştır. Biz de Türkiye olarak ifade özgürlüğü ile nefret söylemi, fikri tartışma ile toplumsal kutuplaşma arasındaki hassas dengeyi koruyacak, yanlış bilgilerin yayılmasını önleyecek ve kamusal tartışmayı daha sağlıklı bir zemine çekecek bir hukuki düzenlemeyi hayata geçirmek zorundayız. “şeklinde konuştu.

UYSAL: SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI ÜLKEMİZİN EKONOMİK ÜRETKENLİĞİNE ZARAR VERİYOR

Türkiye’de yaklaşık 63 milyon kişinin sosyal medya platformu kullanarak her gün en az 3 saatin sosyal medya platformlarında geçtiğini, bununla beraber sosyal medya bağımlığının kaçınılmaz olduğunu belirten Uysal yapılması gerekenleri anlattı. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Dr. Levent Uysal “Sosyal medyada en çok vakit geçiren kitle de 18-34 yaş arası vatandaşlarımız. Yani en genç, en dinamik ve en üretken kitlemiz zamanlarının önemli bir bölümünü sosyal medyada harcıyor. Sosyal medya bağımlılığının yarattığı iki büyük tehdit var. Birincisi, daha önce de değindiğim trol hesaplar aracılığıyla yayılan yanlış bilgilerin çok hızlı bir şekilde çok geniş bir kitleye yayılması. İkinci büyük tehdit ise en dinamik ve üretken nüfusumuzun gününün önemli bir bölümünü bu mecralarda harcaması. Birinci tehdit, toplumsal huzurumuzu bozarak sosyal bir maliyet yaratırken ikinci tehdit ise ekonomik bir maliyet yaratıyor. Sosyal medya bağımlılığının yarattığı tehditler tabii ki sadece ülkemize özgü değil. Bu alanda birçok ülke kanuni düzenlemeler yapıyor veya yapmaya çalışıyor. Avrupa Birliği’nin “Sosyal Medya Bağımlılığı İle Mücadeleye” ilişkin yasası sosyal medya platformlarının bağımlılık yaratan işleyişini düzenlemeye yönelik hazırlanmıştır.  Otomatik oynatma veya sonsuz kaydırma gibi tekniklerin yasaklanması, dikkat çekmeye yönelik arayüz tasarımı veya reklamların önlenmesi gibi düzenlemeler sosyal medya bağımlılığını azaltmayı ve önlemeyi hedefliyor. Ülkemizde de bu yönde bir kanuni düzenleme yapılması hem genç hem de orta yaşlı nüfusumuzun sosyal medyada geçirdiği süreyi kısaltabilir, vatandaşlarımızı zamanını daha üretken şekilde kullanmaya teşvik edebilir ve sosyal medya bağımlılığının toplumsal huzur ve ekonomik üretkenliğe yönelik yarattığı tehditleri önemli oranda engelleyebilir.” ifadelerine yer verdi.

UYSAL: BASIN KURULUŞLARININ FİZİKİ YAYINLARINDAN ELDE ETTİĞİ GELİRLER DÜŞTÜ

Basın kuruluşlarının fiziki yayınlarından elde ettikleri gelirlerin; dijital medyanın gelişmesiyle büyük oranda azaldığını, dijital içeriklerden elde edilen gelirin ise içeriğin üreticisi olan basın kuruluşlarından ziyade, bu içeriği tekrar üreten ve kamuya arz eden Google gibi dijital dağıtım mecraları tarafından elde edilmesinin basın kuruluşlarının gelir kaybına neden olduğunu ifade eden Uysal, dijital telif yasasının bu noktada devreye girmesi gerektiğinin altını çizdi. Uysal “Türkiye’de telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında korunuyor. Bununla birlikte dijital içerikleri koruma konusunda eleştirilen yasa, 1952 yılında yürürlüğe girmiştir. Günümüzde, yayınların dijital ortamlarda da kamuya sunulması telif sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Dijital mecralarda yayınlanıp daha sonra yeniden üretilen eserlerin yayın haklarının korunması önem gösterilmesi gereken bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bu ortamlarda oluşturulan içeriklerin birçoğu da basın yayın eserleri olduğu görülüyor. Basının bahse konu olan yayınlarının hangilerinin ‘Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ kapsamında yer aldığı da hukuki olarak bir belirsizlik gösteriyor. Geleneksel olarak gazete, albüm, dergi vb. basılı araçlar formunda faaliyet gösteren habercilik ve müzik gibi sektörlerde fiziki materyallerin eskisi kadar tüketilmiyor oluşu bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin gelir kalemlerinin de azalmasına sebep oluyor. Günümüzde dijital mecralarda ‘reklam gelirleri’ internet ekonomisinin büyük bir parçasını oluşturmaktadır. Örneğin 2023 yılında 305 milyar dolar toplam gelir elde eden Google’ın bu gelirinin yüzde 77’den fazlasını reklam gelirleri oluşturmaktadır. Haber siteleri gibi içerik üreticileri günümüzde reklam gelirlerinden tam olarak faydalanamamaktadır. İçerik üreticilerinin reklam geliri elde edebilmesi için dijital içeriklerin telif kapsamına alınması gerekmektedir. Bu konuda ABD, 1996 yılında, Almanya 2018’de telif için yasalar çıkarmıştır. Türkiye’de kullanıcıların yüzde 73’ü merak ettikleri konular hakkında içerikleri bulmak, yüzde 67’si haberleri takip etmek için internet kullanıyor. En çok ziyaret edilen 20 sitenin 6’sı haberleri takip etmek için kullanılan sitelerden oluşuyor. Gerek içerik üreticilerinin haklarını korumak gerekse de dijital ortamda adaleti sağlamak için ‘Dijital Telif Yasası’ hazırlanması zorunluluk arz etmektedir. Biz de Dijital Mecralar Komisyonu olarak gerekli fikir ve sanat eserlerinin telif hakkının korunması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.

Süleyman AltınözSüleyman Altınöz